Antalya Haberlerleri – Antalya haber – Havadis07

3 ay ömür biçilen minik Ata, 9. ayında ailesine umut verdi

ANTALYA’DA DOĞUŞTAN AĞIR EPİLEPSİ VE HENÜZ KESİN TEDAVİSİ BULUNMAYAN MİKROSEFALİ (BAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ) HASTASI MİNİK ATA, KENDİSİNE BİÇİLEN 3 AYLIK ÖMRE İNAT 9. AYINI DOLDURDU VE AİLESİNE UMUT VERMEYİ SÜRDÜRDÜ. BİR HAYIRSEVERİN 10 BİN DOLAR TUTAN MASRAFLARI KARŞILAYIP HİNDİSTAN’DA HOMEOPATİ TEDAVİSİ GÖRMESİ İÇİN AİLESİYLE BİRLİKTE YOLLADIĞI ATA, TÜRKİYE’YE DÖNDÜ. DAHA ÖNCE SIK SIK NÖBET GEÇİREN VE HAREKET EDEMEYEN MİNİK BEBEĞİN, TEDAVİ SONRASI NÖBETLERİ AZALDI, KOLLARINI OYNATABİLDİ, HATTA KAFASINI KALDIRIP ANNE VE BABASINA GÜLMEYE BAŞLADI.

3 ay ömür biçilen minik Ata, 9. ayında ailesine umut verdi
21 Eylül 2018 - 10:04

Antalya’da doğuştan ağır epilepsi ve henüz kesin tedavisi bulunmayan mikrosefali (baş küçüklüğü) hastası minik Ata, kendisine biçilen 3 aylık ömre inat 9. ayını doldurdu ve ailesine umut vermeyi sürdürdü. Bir hayırseverin 10 bin dolar tutan masrafları karşılayıp Hindistan’da Homeopati tedavisi görmesi için ailesiyle birlikte yolladığı Ata, Türkiye’ye döndü.

Antalya’da yaşayan Tarık (35) ve Ceylan Özdemir (24) çifti, 2017 yılının Aralık ayında ilk çocuklarını dünyaya getirmenin mutluluğunu yaşadı. Son derece sağlıklı olan erkek çocuklarına Ata ismini veren genç çift, günler ilerledikçe çocuklarının davranışlarında farklılıklar gözlemledi. İddialara göre doğumun gerçekleştiği özel hastanede son derece sağlıklı dünyaya geldiği söylenen minik Ata’yı başka bir hastaneye götüren Özdemir çifti, bebeklerinde epilepsi ve henüz kesin bir tedavisi bulunmayan mikrosefali (baş küçüklüğü) hastalığı teşhis edildi. Dünyaları bir anda kararan Özdemir çifti, hastaneyi ihmalle suçlayarak hukuki süreç başlattı.

3. ayına kadar sık sık nöbetler geçiren minik Ata bu süreç içerisinde birçok kez yoğun bakıma kaldırıldı ve yaşam mücadelesi verdi. Bu süre içerisinde turizmci anne Ceylan Özdemir ise işini bırakmak zorunda kaldı, babaysa gündüzlerini işte, akşamlarını hastane koridorlarında geçirdi. Aile, minik yavrularını hayatta tutabilmek için hastane hastane gezdi. Genç çift iddialara göre, tüm doktorlardan ‘3 ay yaşar’ cevabı aldı. Ancak Ata, baba ve annesinin şefkatiyle yaşama tutundu, 9. ayını doldurdu.

10 bin dolar bağışladı, Hindistan’a yolladı

Ata 8. ayını doldurduğunda, durumundan haberdar olan Şükran Kaban isimli bir hayırsever, Özdemir ailesiyle irtibata geçti. Kaban, Hindistan’da G-Terapi yönteminin merkezi olan ve Özdemir çiftinin daha önceden araştırdığı ancak tedavi için erken olması sebebiyle ertelediği tedavi sürecinin başlaması için gerekli 10 bin dolarlık masrafı üstlendi. Minik Ata, G-Terapi alanındaki araştırmalarıyla ün yapmış olan Dr. Gunvant Oswal’a muayene oldu ardından da bir haftalık Homeopati tedavisi gördü. Bunun yanı sıra minik Ata’ya hazırlanan özel bir bitkisel kür de verildi. Tedaviler sonrası ailesiyle birlikte tekrar yuvasına dönen Ata’nın nöbetleri azaldı, hareketlerinde gelişmeler yaşandı. Hatta kafasını kaldırıp anne ve babasına gülmeye başladı.

“2-3 ay yaşar demişlerdi”

Hindistan tedavi sürecinden bahseden baba Tarık Özdemir, dünyanın her yerinden oğlunun rahatsızlığına benzer hastaların orada tedavi aradığını kaydetti. Gittikleri doktorun yüzde 70 gibi bir başarı oranı bulunduğunu ifade eden Özdemir, “Bizim de oraya götürürken en azından düşüncemiz, Ata’nın bazı fonksiyonlarını kazanmasını sağlamaktı. Çünkü Ata görmüyor, kulakları duymuyor, hareket edemiyor, yutamıyor ve beslenemiyor. Doktorlar ’2-3 ay yaşar’ demişlerdi Ata için ama şu anda 9 aylık oldu. Oradaki doktor da bunun kesinlikle doğru olmadığını söyledi. Bunu da görüyoruz. Ata’ya ilk günden bu yana inanıyorum ve doktorların ne söylediğini hiçbir zaman önemsemedim. Biz birbirimize sarıldık. Şu anda uyanık kalabiliyor ve uyanık kaldığı zaman gülümsemeye de başladı. Kolunu ve bacaklarını hareket ettirmeye başladı” diye konuştu.

“Beyinciğinin neredeyse olmadığını öğrendik”

Doğum yapılan hastaneye maddi ve manevi tazminat davası açtığını belirten baba Özdemir, “Ata doğduktan sonra bize çok sağlıklı çocuk diye verdiler eve gönderdiler. Daha sonrasında tekrar muayeneye götürdüğümüzde çok sağlıklı dediler. Hatta bir tanesinde Ata, kafasını kaldırmıştı, doktor şok oldu. Meğerse benim çocuğum annesinin karnında dahi nöbet geçiriyormuş. Doktorun kafası kaldırıyor dediği de nöbetmiş. Ve tüm bunları tespit edemediler. Ben onların verdiği raporu başka hastaneye götürdüğümde çocuğumuzun beyinciğinin neredeyse olmadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.

“Oğlumun sağlığını geri versinler, ben onlara o parayı vereyim”

Hastane avukatlarının ‘Siz bu davayı zenginleşmek için açtınız. Bu meblağ, bu iş için çok para’ gibi söylemlerde bulunduğunu ileri süren baba Özdemir, oğlunun sağlığıyla ilgili değer biçilmesine de tepki gösterdi. Özdemir, “O zaman benim çocuğumun sağlığını bana geri versinler, bu meblağı ben onlara vereyim. Bir canın değeri nasıl biçilebiliyor anlamıyorum. Hukuki süreci sonuna kadar zorlayacağım” dedi.

“O bizim canımız”

Anne Ceylan Özdemir ise “Doktorların söylediğine göre bunun tedavisi yok ama biz çaresizlik içerisinde çare arıyoruz. Oğlumun daima yanındayım, o bizim canımız. Bu canı sonuna kadar yaşamayı istiyoruz” şeklinde konuştu.

www.havadis07.com © 2021 Tüm Hakları saklıdır.Yayınlanan haberlerin telif hakkı ajanslara aittirantalya haberSponsorlar: - antalya tabela reklam - antalya duvar kağıdı - duvar kağıdı - https://www.antalyaduvarkagidi.com.tr

takipci satin al -İstanbul evden eve nakliyat