Antalya’nın Kumluca ilçesinde domates, biber ve diğer sebzelerdeki masrafları karşılayamayan çiftçi halk arasında ’Ejder meyvesi’ olarak bilinen Pitaya meyvesine yöneldi. 1 yıl sonunda ürün almaya başlayan üretici tanesini 10 TL ile 15 TL arasında satıyor. Pitaya, hayvansal ve solucan gübresi gibi organik gübrelerle yetiştirilebiliyor, çok sık gübreleme istemiyor, kaktüs türü olduğu için de aşırı suyu sevmiyor.
Kumluca ilçesinin Beykonak Mahallesi’nde örtü altı sebze üreticiliği yapan Bilal Bayram, bir yıl önce serasındaki domates, biber, patlıcan ve salatalıkları sökerek yerine ejder ’Pitaya’ bitkisi ekti. Üretici Bilal Bayram, 1,5 dönümlük serasına bir yıl önce ektiği bin adet ’Pitaya’ bitkileri meyve vermeye başladı. Yaklaşık 1 ay önce ilk meyveleri almaya başlayan Bilal Bayram meyvelerin tanesini 10 ila 15 TL arasında satıyor.
1 yıl sonra ilk hasadını yaptı
Domates, biber patlıcan gibi sebze türevlerinin üretim maliyetinin yükselmeye başlaması sebebiyle alternatif ürün arayışına giren çiftçiye uzak doğu bitkisi olan Pitaya umut oldu. Pitaya’nın Türkiye’deki seralarda da yetiştirilebildiğini fark eden çiftçi ülkenin farklı noktalarında yapılan deneme üretimlerinin olumlu sonuçlanmasıyla seri üretime geçti. Geçen yıl Temmuz ayında Pitaya üretimi için sera kuran çiftçi Bilal Bayram, halk arasında ’Ejder’ olarak bilinen Pitaya bitkisini ektikten 1 yıl sonra ilk hasadını yaptı ve ilk meyvelerini Antalya halinde, otellerde ve değişik yerlerde sattı. Talebi yüksek olan meyvenin küçük boyuttakilerini 5–7–8 TL ile büyüklerini 15 TL’den sattı.
Diğer örtü altı sebzelerde maliyetlerin çok yüksek olduğunu söyleyen üretici Bilal Bayram, maliyet sebebiyle kazançlarının çok düşük olduğunu ancak Pitaya meyvesinde gübreleme, sulama ve işçilik maliyetlerinin çok düşük olduğunu söyledi. Kimyevi gübrelere çok ihtiyacı olmayan Pitaya’nın hayvansal ve solucan gübresi gibi organik gübrelerle yetiştirilebildiğini söyleyen Bayram, “Çok sık gübreleme yapmıyoruz. Çünkü çok gübreye ihtiyacı olan bir bitki değil. Kaktüs olduğu için aşırı suyu sevmiyor. Aşırı sulandığı zaman meyve kalitesi düşüyor. Aroması bozulabiliyor. Şeker oranı düşebiliyor. 5 -6 günde bir tabandan su veriyoruz. 3 günde bir üstten sisleme şeklinde su veriyoruz. Nemleme yaparak tropikal iklimi su tropikal hale getiriyoruz. Konforunu buldu mu meyveler güzel oluyor. Serin olması gerekiyor. Bu yüzden seramızın üstünde gölge tülü var. Gölge tozu var. Seramızın etrafı komple açık. Ortam ısısını 35 derecenin üstüne çıkarmamaya çalışıyoruz. Bitkimizin üzerinde her hangi bir haşere barınmıyor. Bu yüzden her hangi bir ilaçlama yapmıyoruz. Yani organik doğal bir ürün” dedi.
Pitaya’nın soğuk tüketilmesi gereken bir meyve olduğunu söyleyen Bilal Bayram, meyvenin buzdolabında 4 derecede 3-4 hafta rahatlıkla saklanabileceğini ve raf ömrünün uzun olmasının satışını da kolaylaştırdığını kaydetti.
Beklentilerin çok üzerinde meyve verdi, üretici bayram etti
Pitaya ekiminden bir yıl sonra ilk ürününü aldığını söyleyen Bilal Bayram, meyvenin Kumluca’nın iklim koşullarını çok sevdiğini, nemin yüksek olması sebebiyle meyvesinin kalitesini arttığını ifade etti. İlk yıl olmasına rağmen beklentilerinin 4–5 kat üzerine çıktıklarını, 300 veya 500 meyve almayı hesaplarken şu anda 2 ile 3 bin meyve almayı hesapladıklarını söyleyen Bayram şöyle devam etti:
“Domates ve bibere göre geliri en az iki üç kat fazla. Bu işe sadece gelir olarak değil işçilik olarak ta bakmak lazım. 2 veya 3 dönümüm domates biber serasını en az 4 – 5 kişi ile yapabiliyorsunuz. Ama 5 Dönümlük Pitaya (Ejder) serası tek başınıza yapabilirsiniz. Çok yoğun, işçiliği, çok yoğun ilaçlaması ve gübrelemesi yok. Yaz bitkisi olduğu için her türlü ihtiyacı havadan karşılanabiliyor. Yani bitki yaz döneminde fazla hastalanmıyor. Diğer sebzeler kış mevsiminde haşerelere karşı korunması gerekiyor. Fungusit mantarsal hastalıklardan korunması gerekiyor. Bu bitkinin böyle bir derdi yok. İşçilik, Sulama ve gübreleme açısından bakarsak bu bitinin getirisi en az 4 – 5 kat daha fazla, bu bitkinin getirisi çok yüksek oluyor” dedi.